Zaman akıp geçiyor ve bir bakmışsınız sizin hayatta belkide en çok istediğiniz olay gerçekleşiveriyor, ki bu kişiye göre değişir. İşte bu tip anları yaşadığınızda o anki duygularınız kadar, belki daha fazla diğerlerinin eleştirisi önem kazanıyor bir anda.
Eleştiri duymak istiyorsunuz ama bir okadar da kapalı oluyorsunuz eleştiriye. Belki de ilkleri yaşarken pohpohlanmak, harikasın-ları duymak istiyorsunuz.
Eğer şanslıysanız çoğunlukla da böyle oluyor. Yani bir anda sevdimcik oluveriyorsunuz. Ama poponuza bir çimdik unutulmuyor kimi zaman, hani ispatlanan nazara inanıyorsunuz.
Kimi zamanlar , üstünde fazla durulmaması canınızı sıkıveriyor ama böyle durumlarda o ilk adımdan sonraki admlar için daha bir hırslanıyorsunuz.
‘Eğer yaptığın her neyse o’na inanırsan…………….’ İle başlayıp; ‘…..kendine güven, gerisini merak etme sen!’ ile biten sözler duyarsınız çoğu zaman. Ama gerçeklik payı olsada; bir işi yapmaya karar vermek, işi yapmanın yarısıysa eğer; tamamlayıcı unsur, yapılana , ortada olana saygı gösterilmesi, yapıcı olunması, çevrecek değer verilmesi sizin düşüncenize ve en önemlisi bunun sesli ifadesi. Daha doğrusu sizin tüm bunları düşünmeniz ve evet beni iyi bulacaklar demeniz çoğu zaman.
Yani hayata ne derece tutunacağınız, tutunup tutunmayacağınız çoğunlukla bu özelliğinize bağlıdır. Beğenilme arzusu, pohpohlanma derecesi,belki tüm bunlardan bilinçli bir kaçış, yada içine dalış…. Uzayıp gider, çok çeşitlidir. Ama kimi zaman çoğumuzun hayatına yön verendir bu duygu.
Bazen o kadar kuvvetlidir ki, bir gecede tencereler dolusu yemek yapasın gelir, bazen de tüm yemekleri dökesin. Günlerce eve kapanıp görünmek istemeyişin kimseye, yada hayatın içinde güle oynaya gezişin,…. Hepsi bu dominant gendendir; beğenilme, takdir edilme geni.
Hepimizde vardır bu ulviyetten ve hayata yön verir, hatta davranışlara.
‘ Nabza göre şerbet’ deyiminin de babasıdır aynı zamanda. Kendisi bencil olduğundan, zaman zaman bu bencillik size de sirayet eder. Çünkü, istediğiniz beğeniyi alamamış ve içinize kapanıp ‘Bundan sonra böyle!!!’ ci olmuşsunuzdur. Ve ….daha bir çok ruh hali yaratır insan bedeninde. Tüm mimiklerinize tepkisi yansır. Kah sevinmişinizdir, kah üzülmüş ve yeni kararlar alırsınız tüm bu sevinç ve üzüntüler üstüne.
Kimi insan olduğu gibi kabul eder bu geni, kimi savaşır ‘-Sana ihtiyacım yok!’ der. Çoğunlukla savaşmaktan yorulur ve başa dönersin. Çünkü sen bir insansın ve tüm diğer insanlar gibi tebrik cümlelerine, başının okşanıp, sırtının sıvazlanmasına ihtiyacın var.
En… Gen’ in ne kadar doygunsa hayata bir o kadar doygun bakarsın…
Emine Yetkiner
12.11.02/Salı
Monday, October 6, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment